Afet durumlarına etkili müdahale için alınması gereken önlemler neler?
Kurtarma ekipleri 6 ayda bir tatbikat yapmalı!
Kurtarma çalışmasında çökmüş bir yapıya girerken kurtarma görevlilerinin ve acil müdahale ekiplerinin güvenliğini sağlamanın önemine dikkat çeken uzmanlar, risk faktörlerine karşı alınacak önlemlerin, kurtarma operasyonlarının güvenli ve etkili bir şekilde gerçekleştirilmesi açısından kritik bir öneme sahip olduğunu söylüyor.
Afet durumlarına etkili müdahale için bir dizi önlem alınması gerektiğini ifade eden Doç. Dr. Müge Ensari Özay, “Kurtarma ekipleri ve çalışma grupları, ilçe, il ve ülke genelinde yılda bir hatta 6 ayda bir düzenlenen genel koordinasyon ve uygulama tatbikatlarıyla etkili bir şekilde koordinasyon sağlamalı.” dedi.
Üsküdar Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi İş Sağlığı ve Güvenliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Müge Ensari Özay, yüzyılın felaketi 6 Şubat depremlerini iş sağlığı ve güvenliği açısından değerlendirdi.
Son yüzyılın en büyük ikinci depremi
Doç. Dr. Müge Ensari Özay, 6 Şubat 2023’te Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesinde meydana gelen 7,7 şiddetindeki depremin, son yüzyılın en büyük ikinci depremi olarak tarihe geçerken, aynı gün yine Kahramanmaraş’ın Elbistan ilçesinde yaşanan 7.6 büyüklüğündeki deprem ise en büyük üçüncü deprem olarak kaydedildiğini hatırlattı.
AFAD tarafından yapılan açıklamaya göre, deprem bölgesinde yürütülen çalışmalarda toplam 264 bin 389 personel, 12 bin 600 araç ve iş makinesi görev aldığını dile getiren Doç. Dr. Müge Ensari Özay, “Afet ve Acil Durum Müdahale Yönetmeliği’nin belirlediği kriz yönetimi evrelerinde, müdahale, ilk yardım ve yeniden inşa aşamaları düzenlenirken, afet yönetiminin birinci evresi olan risk yönetimi, risk değerlendirmesi, zarar azaltma ve hazırlık aşamalarını 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun ilgili yönetmelikleri çerçevesinde düzenleniyor. Bu iki yasal düzenlemenin bir arada uygulanması, etkili bir afet yönetimi için önem arz ediyor.” dedi.
Kurtarma personelinin sahada karşılaşacağı riskleri en aza indirmek için yapılması gerekenler neler?
Doç. Dr. Müge Ensari Özay, kurtarma personelinin sahada karşılaşacağı riskleri en aza indirmek için uygun yapısal tehlike azaltma türünün ve miktarının belirlenmesi gerektiğini de kaydederek, şunları anlattı:
“Çökmüş bir yapıda öncelikle olay komuta sistemi kurulmalıdır. Olay komutanı olay yerindeki tüm müdahale personeli için sorumluluğu üzerine alır. Ayrıca bir güvenlik görevlisi de seferber edilmelidir.
Müdahale ekiplerinin etkin bir şekilde çalışmalarını sağlamak amacıyla bir dizi önlem alınmalıdır. Bu kapsamda, ekiplerin genel sağlık ve güvenlik durumları düzenli olarak denetlenmeli, uygun güvenlik uygulamaları benimsenerek yaralanmaların önlenmesi sağlanmalıdır. Ayrıca, tüm müdahale ekibi üyelerinin yaralanmaları ve hastalanmaları araştırılmalı ve belgelenmelidir. Giriş izinlerinin hazırlanması ve sürdürülmesi, uygun kişisel koruyucu donanımların kullanımının sağlanması, sanitasyon, hijyen, dekontaminasyon, çalışma-dinlenme döngüleri, acil tıbbi yardım gibi konuları içeren günlük sağlık ve güvenlik planları geliştirilip uygulanmalıdır.”
Belirlenen tehlikeler için risk değerlendirmesi yapılmalı
Vardiya dışı görüşmeler yapılarak gelişmekte olan tehlikelerin değerlendirilmesi, belirlenen tehlikeler için risk değerlendirmesi yapılarak, ekip üyelerine tehlike farkındalığı ve kişisel koruyucu donanım kullanımı konusunda eğitim verilmesi gerektiğini de vurgulayan Doç. Dr. Müge Ensari Özay, “Ek olarak, yapıların istikrarsızlıkları düzenli olarak değerlendirilmeli.” dedi.
Kurtarma çalışmasında çökmüş bir yapıya girerken dikkat edilecek tehlikeler neler?
Doç. Dr. Müge Ensari Özay, çökmüş bir yapıya girmeye hazırlanırken, kurtarma görevlilerinin ve acil müdahale ekiplerinin güvenliğini sağlamak için bir dizi potansiyel tehlikenin de göz önünde bulundurulması gerektiğini kaydederek, şunları söyledi:
“Bu tehlikeler arasında, bodrum katlarında su şebekesi kırıklarının neden olabileceği su basmaları, kanalizasyon şebekesi kırıklarından kaynaklı mikroplara maruz kalma, açık ve akım geçen elektrik kabloları, uçuşan dumana ve asbest, silika gibi tozlara maruziyet, kan yoluyla bulaşan mikroplara, amonyak, akü asidi, sızan yakıt gibi tehlikeli maddelere maruz kalma, yanıcı ve zehirli bir ortam oluşturan doğal gaz kaçakları, yapının istikrarsızlıkları, yetersiz oksijen, dar alanlar, delikler, inşaat demiri çıkıntıları gibi kayma, takılma ve düşme tehlikeleri, düşen bir nesnenin çarpması, yangın, vinç gibi iş makinelerinin yakınında olma, cam ve moloz gibi keskin nesneler, artçı sarsıntı, titreşim ve patlamalardan kaynaklanan ikincil çökme, tanıdık olmayan çevre, olumsuz hava koşulları, ve ekipmandan kaynaklanan gürültü (jeneratörler/ağır makineler) gibi unsurlar yer almaktadır. Bu risk faktörlerine karşı alınacak önlemler, kurtarma operasyonlarının güvenli ve etkili bir şekilde gerçekleştirilmesi açısından kritik bir öneme sahiptir.”
Kurtarma ekiplerinin koordinasyonu için neler yapılmalı?
Afet durumlarına etkili müdahale için bir dizi önlem alınması gerektiğini ifade eden Doç. Dr. Müge Ensari Özay, “Kurtarma ekipleri ve çalışma grupları, ilçe, il ve ülke genelinde yılda bir hatta 6 ayda bir düzenlenen genel koordinasyon ve uygulama tatbikatlarıyla etkili bir şekilde koordinasyon sağlamalıdır. Koordinasyon problemleri nedeniyle erken müdahalede yaşanan sıkıntıları gidermek adına kurtarma ekipleri 3 vardiya olarak düzenli dinlenmeli ve filtreli maskeler kullanarak toz kaynaklı meslek hastalıklarını önlemelidir. Kurtarma işlerinde görevli operatörlerin her yıl 1 haftalık eğitimle yenilenen mesleki eğitim sertifikaları, afet müdahale konusunda ek eğitimlere tabi tutulmalıdır.” diye konuştu.
Çocuk kaçırmaları, hırsızlık ve yağma gibi durumlar için önlemler alınmalı
İtfaiye ve AFAD ekiplerinde vefat eden veya meslek hastalığına yakalanan personel ile ailelerine yüksek oranlarda tazminat verilmesi konusuna da değinen Doç. Dr. Müge Ensari Özay, “Depremzedelere psikolojik destek sağlanmalı ve deprem bölgesinde güvenlik tedbirleri ilk andan itibaren alınmalı; çocuk kaçırmaları, hırsızlık ve yağma gibi durumlar için önlemler alınmalıdır.”
Binalarda kolon ve kiriş kesilmesine izin verilmemeli, bu konuda halk bilinçlendirilmeli
Ayrıca, deprem bölgesinde yıkılan binaların müteahhit ve inşaat mühendislerinin yetkileri ellerinden alınarak tekrar inşaat yapma yetkisi verilmemesi gerektiğini de kaydeden Doç. Dr. Müge Ensari Özay, “Kaçak veya uygunsuz bina yapımına izin verilmemeli, sıkı denetim mekanizmaları kurularak hükümetin denetimleri dürüst, ahlaklı ve aktif bir şekilde yürütülmelidir. Deniz kumu inşaatlarda kullanılmamalı, inşaat işçilerine deprem öncesi eğitim verilmeli ve arama kurtarma ehliyeti verilmelidir. Binalarda kolon ve kiriş kesilmesine izin verilmemeli, bu konuda halk bilinçlendirilmelidir. Jeneratör üreten fabrikalar ile afet durumlarında hazırlıklı olunabilmesi için anlaşmalar yapılmalı, portatif tuvaletlerin boşaltma problemleri çözülerek uygun yerlere yerleştirilmeli ve salgın hastalıkları önlemek adına sahra tuvaletleri kurulmalıdır. Çadırlar ve prefabrik evler, güvenlik ve hijyen önlemlerine uygun bir şekilde kurulmalı, temiz su tedariki sağlanmalıdır
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı